top of page

Uyuyan güzel'in Merkür ile iletişimi üzerine..

Mitoloji de eski metinler de ve kutsal yazımlar da anlatımlar günlük yaşam üzerinde hikayelendirilmiş olaylar üzerinedir. Bu hikayelerin sonuçları bahsi geçen konuda bir ders vermeyi hedefler. Yalın bir anlatım ile üzerine düşündürmek ister. Her ne anlatılıyorsa da herkes kendi kabı kadar payına düşeni alır.

O zaman bu bahsi geçen kişinin kabını astrolojik harita da nerden tanımlarız. Kendisi küçük ancak işlevi büyük Merkür’le elbette. Merkür bizim hem anlatma hem de algılama kapasitemizdir.

Bu nedenle;

“Sen ne söylersen söyle, söylediğin, karşındakinin anladığı kadardır.” der Mevlâna.


Herkesin “Uyuyan Güzel” olarak bildiği bir masal vardır. Onun gerçek adı “Uyuyan Ormandaki Güzeldir” Bu masalda Uyuyan Orman bize anlatıldığı şekliyle Dünya’dır. Yoksulluk ve çatışmalardan kırılan her çalının arkasında beklenmedik tehlikeleri gizleyen belirsizliklerle dolu korkutucu bir Orman.

Güzel ise; iradenin ve “ben”in yeniden uyanışı yani düş… (Tanrılar Okulu-Stefano D-Anna)

İnsanoğlu bu ormanda kendi gölgeleri ile alabildiğine savaşıyor. Daha fazla yiyecek, giyecek, ev eşya, ilaç, seks ve uyku için. Bu bahsettiklerime gereksindiği kadar değil fazlası ile sahip olmanın peşinde. Sorunumuz açgözlülük. Yeteri kadar değil patlayıncaya kadar yemenin peşindeyiz.


Merkür hem algımızı hem de olaylara tepkilerimizin ifade biçimini de anlatır. Şu ölümüne haklı gördüklerimiz için ateş elementinde ya da sabit bir burçta Merkür’ümüz olabilir. Su elementinde bir Merkür iletişim biçimimizde duygularımızın esiri olmayı gösterebilir. Dipsiz bir uçurumda bir türlü yüzleşemediğimiz tekrar eden konular Merkür Plüton zorlu açılarından da olabilir.

Bu nedenle doğum haritamızdaki dinamikleri doğru anlamak çok önemli. Şikâyet etmeden kimseleri suçlamadan kendi değişimimizi yaratmak için yol haritamız. İçimizde değişime direnen o büyük canavar ile yüzleşip bizi en çok acıtanın yine kendimiz olduğunu fark edebiliriz.


“Kendini bilen Rabbini de biliyor.


İnsan doğası gereği başına gelen talihsiz olayların kendi dışından geldiğini düşünmek ister. Buna inanmak kolaydır. Değişim için uğraşmak yerine şikâyet edip suçlamak kolaydır. Hatta bu yazıyı okuduğumuzda pek çoğumuz evet insanlar da böyle gerçekten diyecek. Oysa ki Dünya bizim yansımamız ise bütün bunlar belki de bizim yaşamı algılama biçimimizdir.




3 görüntüleme

Comments


bottom of page